YENİ DÖNEM

Siyasal mücadelelerini Türk ve Kürt milliyetçilikleri üzerinde yoğunlaştırmış iki parti ile muhafazakârlar, merkez sağ ve sol partiler, ek olarak sosyalist ideolojideki partilerin bir kısmı doğrudan ittifak çatısı altında birleşti, diğer bir kısmı ise aday göstermeyerek dolaylı yoldan bu ittifaka destek verip demokratik bir rejim tesis etme ideali konusunda birleştiler.

İÇ VE DIŞ POLITIKA

Cenk Alpan

2 min read

YENİ DÖNEM

Siyasal mücadelelerini Türk ve Kürt milliyetçilikleri üzerinde yoğunlaştırmış iki parti ile muhafazakârlar, merkez sağ ve sol partiler, ek olarak sosyalist ideolojideki partilerin bir kısmı doğrudan ittifak çatısı altında birleşti, diğer bir kısmı ise aday göstermeyerek dolaylı yoldan bu ittifaka destek verip demokratik bir rejim tesis etme ideali konusunda birleştiler.

Yirmi yılı aşkın süredir giderek artan baskı ve otoriterleşme, çok partili hayata geçtikten sonra zaman içinde neredeyse kanıksadığımız, Türk-Kürt, Alevi-Sünni, sağ-sol fiili ve düşünsel çatışmalarını, sağduyulu siyasal partileri hukuk, adalet ve ekonomik açıdan sosyal adalet özlemiyle ortak zemin üzerinde buluşturdu.

Çok önemli bazı sorunlarımız var: Ekonomi, terör ve adliye (adalet) konularındaki yapısal sorunlar.

Terör sorununun çözülebilmesi için önce ülkede kalıcı demokrasinin tesis edilmesi, milletin adliyeye güveninin sağlanması, bürokrasinin iktidar partisi yerine millete hizmet etmeyi şiar edinmesi, parti devleti yerine demokratik devlet işleyişinin yeniden ve eskisinden daha güçlü aynı zamanda daha sağlam bir şekilde tesis edilmesi gerekmektedir.

2023 yılı Nisan ayı başı itibarıyla artık iktidarın değişeceği kesin gibi. Yirmi yıldır iktidar partisini destekleyenler için bile artık kelimenin tam anlamıyla bıçak kemiğe dayandı denilebilir.

15 Mayıs’ta iktidar değiştiğinde ne olacak? Seçilecek yeni cumhurbaşkanı ile bakanların, daha doğru deyimle cumhurbaşkanı sekreterlerinin elinde sihirli bir değnek olmayacak. Hiç kimse üç-beş ay içinde güllük gülistanlık bir ülke olacağımızı beklemesin. İlk etki psikolojik olacak. İnsanların çoğunun içi rahatlayacak. Kendisini daha rahat ve güvende hissedecek. Geleceğe daha güvenle bakmak için bir umut belirecek. (Umut fakirin ekmeğidir.) Ancakyasal açıdan demokratikleşme doğal olarak zaman alacak.

Bu ekonomi için de geçerli. Deyim yerindeyse bataklığa saplanmış ekonomimiz sadece alınacak ekonomik tedbirler ile düze çıkamaz. Çünkü Türkiye ekonomisinin içine düştüğü durum sadece onun yanlış yönetilmesi ile ilgili değildir. Cumhuriyetimiz ve devletimizin işleyişi kurucu değerlerden çok uzaklaştırılmıştır. Bu değerlerin inkılapçı anlayışla güçlendirilmiş ve çağa adapte edilmiş şekilde yeniden “fabrika ayarlarına” sağlıklı ve sağduyulu bir yaklaşımla döndürülmesi gerekmektedir.

İşte bütün bu nedenlerden dolayı her açıdan normalleşme zaman alacaktır. Uzlaşıya dayalı yapısal reformlar gerçekleştirilebilirse güçlü hatta çok güçlü bir Türkiye’de yaşamak artık Türk Milleti için hayal olmaktan çıkacaktır. Herkes buna gönülden inanmalı. İnandığımız ve bireysel menfaatleri çok öne çıkarmadan ortak idealler çerçevesinde bıkmadan, yorulmadan çalıştığımız sürece gelecek nesiller için bilin ki güzel günler yakında.

Türkiye oldukça sıkıntılı bir seçime doğru gidiyor. Seçmen sadece cumhurbaşkanı ve milletvekillerini seçmeyecek aynı zamanda gelecekte nasıl bir ülkede yaşamak istediğini de belirleyecek. Cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, sosyal devletçi, lâik, demokratik, ve inkılâpçı ilkeler doğrultusunda aydınlık bir çıkışa doğru mu yoksa karanlık geçmişe dönen yolu mu seçecek? Göreceğiz.