MUHALEFET PARTİLERİNİN BASİRETSİZLİĞİ ÜZERİNE

24 Haziran 2023 günü İYİ P üçüncü olağan kongresini yaptı. Heyecan yüklü bir kongre bekliyordum, hayal kırıklığına uğradım. Meral Akşener’in 1,5 saatlik konuşması bana göre ne diyeceğini bulduramayan bir parti genel başkanının öfke gösterisine dönüşen şovundan başka bir şey değildi.

İÇ VE DIŞ POLITIKA

Cenk Alpan

6/24/20237 min read

24 Haziran 2023 günü İYİ P üçüncü olağan kongresini yaptı. Heyecan yüklü bir kongre bekliyordum, hayal kırıklığına uğradım. Meral Akşener’in 1,5 saatlik konuşması bana göre ne diyeceğini bulduramayan bir parti genel başkanının öfke gösterisine dönüşen şovundan başka bir şey değildi.

Meral Hanım biraz CHP’ye, çokça da parti içi ile partiden ayrılanlara yönelik bağırış ve çağırışlarla seçimi kazanamayan diğer muhalefet partisi genel başkanları gibi işin içinden sıyrılmayı amaçlamış belli ki.

Önce CHP’ye çattı. 15 milletvekili isteyerek seçime girme hakkı kazanmayı hayatının en büyük hatası olarak tanımladı. Beş yıl sonra mı fark ettiniz yaptığınız hatayı? Eğer önceden fark ettiyseniz öz eleştiri yapmak için neden seçimleri beklediniz? Seçimde %20-25 oy alsaydınız yine aynı öz eleştiriyi yapacak mıydınız? Meral hanım bu 15 milletvekilini isteyerek kuyruk partisi durumuna düştüklerinden yakınarak pişmanlığını dile getiriyor. Bu kararı tek başınıza mı aldınız hanımefendi? Öyle ise son pişmanlık fayda etmez. Hiç beklemeden durumu fark ettiğinizde istifa etmeniz gerekirdi. Yok eğer partinin üst kurullarında konuşup tartıştıktan sonra aldıysanız bu kararı neden sadece siz suçluluk duyuyorsunuz ki? Bu hata sonucu oluşan kuyruk siyasetinden partice sorumlusunuz demektir. Gençlik kollarına yeni kayıt yaptıran genç çocukların yapacağı acemilikler yapacaksınız sonra parti içi muhalefeti tehdit eden konuşmalar yapıp hakarete uğramış mağduru oynayarak işi şova dönüştüreceksiniz. Ardından da tek genel başkan adayı olarak hiçbir şey olmamış, zafer kazanmış muzaffer komutan edasıyla teşekkür edip yola devam edeceksiniz. Yapmayın Allah aşkına. CHP’den sonra amiyane tabirle İYİ Parti’de fos çıktı. CHP parti içi kavgayı tercih ederken İYİ Parti hem parti içi kavgayı hem de CHP ile iki cephede kavgayı seçti. Kavga edecek ya da savaşacak iki hedefiniz varsa stratejik olarak sırayla ve tek cephede savaşmazsanız kendinizi kaybetmeye mahkûm edersiniz. İşte o zaman suçlayacak kimseyi bulamaz yalnız kalırsınız. Bana kalırsa bugün Meral Akşener de yenilmişlik duygusuna kapılıp öfkesine yenik düştü. Öte yandan seçim yenilgisini kabullendi, sonuçları konuşup tartıştıklarını söyledi, tipik kaybeden söylevi ile “milletimiz bize muhalefet edip iktidar karşısında haklarını savunma görevi verdi” dedi. Oysa seçmen pusulasında muhalefet etme seçeneği olmadığını bütün kazanamayanlar bilir ama nedense bu iddia ile kendilerine muhalefet olmayı kazanan lider rolünü biçerek sadece kendilerini ve varlıklarından nemalanan kişileri kandırırlar.

KAYBETMEK ZORDUR. KAYBETTİĞİNİ KABULLENEREK ÇEKİLMEK DAHA DA ZORDUR.

Meral Akşener çok sınırlı seviyede güya öz eleştiri yapmış görüntüsü verdi ama biliyoruz ki bir yıldan kısa süre içinde yine bir seçime gireceğiz. Delegelerin kendisini yeniden seçmesi için oy istemek amacıyla gerekli açıklamaları yapmadı. Geleceğe yönelik projelerinden, yerel seçime nasıl hazırlanacaklarından, yerel seçim hedeflerinden, propaganda konularından hiç bahsetmedi. Buna karşın parti içi demokrasi de güya zirvede.

Hamaset, hamaset, hamaset. İçeride ve dışarıda kavga, kavga, kavga. Alın size Türk siyaseti. İktidarı ile muhalefeti ile ancak bu kadarcık siyaset yapabiliyoruz.

Şu özlemle büyümelerini beklediğimiz genç nesil ne zaman büyüyüp ülkeyi bu kısır siyaset döngüsünden çıkaracak? Ülkemizde siyasi partiler kendi içlerinde siyaseten bir sacayağı oluşturamıyor. Canlı olmadıkları için iki ayak üzerinde de duramıyorlar. Durabilen de ancak koltuk değneği olarak üç ayak oluşturabiliyor. Akşener CHP’nin kendilerini seçim öncesi çalışmamakla suçladığını söylüyor. Haksız mı? Sizin de teşkilatınızın da dünyadan haberi yok. Her şey bir yana bu satırları yazan bendenizin oy kullandığı sandıkta hem 14 Mayıs’ta hem de 28 Mayıs’ta İYİ Parti temsilcisi yoktu. Hadi birinci turda beklenmedik bir mazereti çıktı. Ya ikinci tur? Sandık heyetine bir girişimde bulunup bulunmadıklarını sordum CHP görevlisi “birçok yeri aradım ama ilgilenen olmadı” dedi. Merak eden olursa sandık numaramı ve bu sözü söyleyen sandık görevlisinin adını verebilirim.

Acımasızca eleştirmek biz vatandaşların en önemli görevi ve sorumluluğudur. Nezaket kaygısı ile kibarca eleştiri yapılmaz. Eleştirdiğimiz siyasetçiler vatan ve görev aşkı ile yanıp tutuştuklarını iddia ediyorlar. İyi de aday olan sizlersiniz. Biz sizleri kolunuzdan tutup oralara oturtmadık ki. Kendiniz talip oldunuz. Acımasız da olsa talip olduğunuz görevlerin üstesinden gelemediğinizde eleştirme görev ve sorumluluğumuzu yerine getirirken de susacaksınız ve biz vatandaşları esas duruşta sabırla dinleyecek dersler çıkarıp benzer hataları tekrarlamayacaksınız. Onu da beceremiyorsanız çekip gidecek ve yeni isimlerin yolunu açacaksınız.

Kazanamadıkları için muhalefet partileri bu eleştirileri elbette hak ediyor. Peki ya iktidar partisi ve iktidar bloku? Onlar çok iyi oldukları için mi seçimi kazanıyorlar. Hayır! İktidar partileri tam bir biat partisi. Parti içi sıfır demokrasi ve mutlakiyet yönetimi. Her ne kadar üst perdeden eleştiriyor ve basiretsizlikle suçluyor olsak ta muhalefet partileri iktidardaki partilerden bir nebze de olsa daha demokratlar. Yeterli görmesek te yiğidi öldür ama hakkını da ver! Keşke daha fazla parti içi demokrasi oluşturabilseler, eleştiri ve istifa kültürünü içlerine sindirip hazmedebilseler.

Meral Akşener sözlerini “siyasette yeni bir zemin kurup, yol açacağız” cümlesi ile bitirdi. Bu ifade gelecek seçimlerde ve öncesinde güçlü bir parti içi hesaplaşma olacağını gösteriyor. Henüz altı yıllık bir parti, kadrolarını bütünüyle değiştirip yenilemeden üzerinde durduğu zemini yeniden kurmayı düşünüyorsa vay hallerine. Her altı yılda bir kısmen değişen, çoğunlukla aynı kalan kadrolar ile zemin değiştirip yeni yollar açmaya kalkarsanız işiniz var derim hanımlar, beyler.

Akşener’in öfkesinin büyük kısmı kendi partisine dönük. Elinde tombala torbası ile çıkıp “kura mı çekeyim?” diye sorması da ayrı bir fecaat. Bu tarz, milletvekillerini ve parti üst kurullarının üyelerini doğru seçememiş olduğunun itirafı. Kura çekseydiniz emin olun daha zor durumda kalmazdınız. Bana kalırsa Meral Hanım’ın öfkesi, partiyi tamamı ile kontrol edememesinden kaynaklanan yersiz bir öfke patlamasıydı. Ayrıca bu kongre İYİ Parti’nin henüz merkez sağı doldurabilecek bir parti olmadığını da gösterdi.

İYİ PARTİ: BİR HAYAL KIRIKLIĞI

Yuvarlanan taş temel tutmaz derler. Bu tarz ile nasıl iktidar olacaksınız? İktidar olamamış hatta ana muhalefet partisi bile olamamış bir partinin genel başkanı olarak nasıl başbakan olacaksınız?

MHP’den kop yeni parti kur. İktidarda yer alabilmek için bir ittifakın ikinci büyük partisi ol, son virajda ittifakı dağıt, dört gün sonra geri dön, başbakan olacağım derken Meclis’in dördüncü partisi ol, son durakta ittifaktan ayrıl. Böylesine ilkesiz bir yol izleyen parti nasıl iktidar olabilir? Türk siyasal hayatına nasıl ve ne gibi katkıda bulunabilir?

Akşener “hayatımın hatası” dese de CHP’den aldığı on beş milletvekili ile seçimlere girebildi. Bu gerçeği siyasetin içinde olduğu sürece her aynaya baktığında görecek. CHP sayesinde Meclis’te var olup seslerini duyurabildiler ama maalesef 2023 seçimlerinden sonra TBMM Başkanlığı seçimlerinde seçilemeyeceği kesin bir aday göstererek CHP adayını desteklemediler. Gerek siyasette gerekse Anadolu geleneklerinde ahde vefa çok önemlidir. Halk vefasızları affetmez. 2-6 Mart masa devirme hadisesinden de mi ders almadınız? Sadece kar topu yuvarlanarak çığ gibi büyür ama güneş çıkınca eriyip gider. Siyasette dokuz ay çok uzun bir süredir. Siyaseten riskli olmakla birlikte bir öngörüde bulunmak gerekirse İYİ Parti bu tutumunu sürdürecek olursa dokuz ay sonra tıpkı 3 Mart sabahı olduğu gibi yine seçmenlerinin yani oylarının önemli bir kısmını daha kaybedecektir.

Millet İttifakı’nı dağıtmak bir hata, gelecek seçime ittifaksız girme stratejisi daha büyük bir hata. Çünkü iktidar bloku seçimlere çoklu ittifak ile girecek. Münferiden seçime girmek hem CHP’ye hem de İYİ Parti’ye kaybettirir. AKP “kazan-kazan” politikası uygularken İYİ Parti “kaybet-kaybet” politikasına meyilli görünüyor. Hiç aklı selim bir tercih gibi gelmiyor. Gelin kız nazıyla “kapımızı çalmalarını bekleyeceğiz” diyorsunuz. Ya restinizi görürlerse? Bu sözü ayakta elleri patlayıncaya kadar alkışlayan partililer bunu da düşünmüş müdür acaba?

İYİ Parti bugün itibarıyla büyük ve önemli kentlerde belediye başkanlıkları alamaz. Ekrem İmamoğlu ile CHP’de İYİ Parti’nin doğrudan, HDP’nin (aday göstermeyerek) dolaylı desteğini almadan İstanbul’u kazanamaz. İYİ Parti’nin kaybedecek bir şeyi olmadığı gibi kazanacak bir şeyi de yok. Kendileri kazanamayacağı gibi CHP ve İmamoğlu’na da kaybettirecekler. Her zaman olduğu gibi yine AKP dört ayağı üzerine düşüp aradan sıyrılarak büyükşehirleri birer birer alacak. Bu arada Ekrem İmamoğlu’nu bu yolla ekarte eden Kılıçdaroğlu da son nefesine kadar veya Tayyip Erdoğan siyasetten herhangi bir şekilde ayrılıncaya kadar genel başkanlığını koruyacak. Ne diyeyim? Allah bu muhalefete akıl fikir, biraz da izan versin. Unutmayın Meral Hanım. Öfkeyle kalkan zararla oturur.

İYİ Parti’nin 2023 seçimlerinde aldığı oy 2018 seçimlerinde aldığı oy ile hemen hemen aynı. Demek ki altı yıllık partide bir gelişme olmamış. Eski tas eski hamam.

Tek adaylı seçimlerdeki oy pusulaları farklı olur. Üstte tek adayın resmi, altında da iki kutu bulunur. “EVET” ve “PEKİ”. Şaka yollu da olsa parti bugün yaptığı seçimde bu pusulaları kullanmış olacak. Enteresan bir demokrasi anlayışı. Hayırlı olsun demekten başka bir şey gelmiyor elden.

Bugün bu acılı eleştiri İYİ Parti’nin kısmetiymiş. Bakalım CHP nasıl bir tiyatro sergileyecek?

Cenk Alpan

24 Haziran 2023

Bodrum