MUHALEFETİN YEREL SEÇİM STRATEJİSİ ÜZERİNE – 3

Türkiye’de kooperatifleşmiş çok ünlü üreticilerimiz var. Rekabet kanununu ihlal etmemek için reklam olmasın diye sadece Türkiye’ye mal olmuş, dünya çapında markalaşmış üç kooperatiften bahsedeceğim. Marmara birlik, Fiskobirlik ve Çaykur. Bu kurumlar günümüzde üreticiye doyurucu fiyat vermiyor olsa da eskiden Türkiye’nin en değerli markaları idi. Eğer bu zeytin, fındık ve çay üreticilerine yeterli fiyat verilir ve tüccarın insafına bırakılmazsa üreticiler iki-üç yıl içinde kendisini toparlayacaktır. Kayısıdan incire, kuru üzümden pamuğa, buğdaydan arpaya kadar hemen her alanda bu tür uygulamalarla üreticinin kısa süre içinde nefes alacağına, birkaç sene içinde de refaha ereceğine gönülden inananlardanım.

İÇ VE DIŞ POLITIKA

Cenk Alpan

6/12/2023

MUHALEFETİN YEREL SEÇİM STRATEJİSİ ÜZERİNE – 3

Türkiye’de kooperatifleşmiş çok ünlü üreticilerimiz var. Rekabet kanununu ihlal etmemek için reklam olmasın diye sadece Türkiye’ye mal olmuş, dünya çapında markalaşmış üç kooperatiften bahsedeceğim. Marmara birlik, Fiskobirlik ve Çaykur. Bu kurumlar günümüzde üreticiye doyurucu fiyat vermiyor olsa da eskiden Türkiye’nin en değerli markaları idi. Eğer bu zeytin, fındık ve çay üreticilerine yeterli fiyat verilir ve tüccarın insafına bırakılmazsa üreticiler iki-üç yıl içinde kendisini toparlayacaktır. Kayısıdan incire, kuru üzümden pamuğa, buğdaydan arpaya kadar hemen her alanda bu tür uygulamalarla üreticinin kısa süre içinde nefes alacağına, birkaç sene içinde de refaha ereceğine gönülden inananlardanım.

Çiftçiye ve hayvancılıkla uğraşan köylüye Millet İttifakı belediyeleri gerekirse yardımlaşarak tohum, fide, fidan, yem, saman, mazot desteği sağlamalıdır. Bunları İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer CHP’li ve İYİ Partili belediyeler geçtiğimiz dört yıl içinde sağladı. Yaptıkları destek icraatları broşürlerle diğer il ve ilçelerde de anlatılmalı. Bozuk düzenden haberi olmayanlar ile matematik bilmeyenler, özellikle de bu grubu bile bile kandıranlar sürekli “Kaynağı nereden bulacaksınız?” diye soruyor. Sürekli yazıyor ve söylüyorum. Toplumun her seviyesinde kök salmış hırsızlar devre dışı bırakılır, kayıp ve kaçaklar önlenirse para, mal, mülk hızla birikip büyüyerek toplumu ve hazineyi zenginleştirir. Zenginleşen sosyal devlet, hazine gelirlerini çeteleşmiş müteahhitlere peşkeş çekmek yerine; çeteleşmiş dinci ve masonik cemaatlere, vakıf ve derneklere para aktaracağına biriken varlığı yoksul ve orta gelirli halkına aktarırsa bir ülke kısa sürede nasıl toparlanıp ayağa kalkar varın siz düşünün.

Devşirme liderlerle yarışa girmek bugüne kadar birkaç istisna dışında tutmamıştır. Bir ile, bir ilçeye çok değerli hizmetler vereceğinden kuşku duyulmayan insanlarla çalışmak, onları partiye kazandırmak çok önemli bir başarıdır. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş bu konuya çok iyi örneklerdir. Umarım yerel seçimlerde Ekmeleddin İhsanoğlu, Muharrem İnce veya Ümit Özdağ’ın Sinan Oğan hataları gibi onarılamayacak derecede büyük hatalar yapılmaz.

Ha! Zengin iş insanları bu önerilerden endişelenmesin. Hem sanayi hem de teknolojiyi desteklemediğimiz sürece hiçbir yere varamayacağımızı bilen insanlardanız. Bütün bu alanların hepsine müsavi şekilde yatırım yapmadığımız, desteklemediğimiz sürece sadece karnını doyurmaya çalışan, vatanını bile savunmaktan aciz bir millet durumuna düşeriz. İşsizlik ve istihdam oranlarının düşmesi ekonomik dengeleri alt üst eder.

Her zaman çocukluğumdaki gibi doğal ve organik besinlerden yanayım ancak hızla artan nüfus, hızla bozulan ekonomi ve adaletsiz gelir dağılımı nedeniyle endüstriyel de olsa (aşırı ve kontrolsüz) hormon, yapay gübre, antibiyotik kullanmadan, olabildiğince sağlıklı ya da az zararlı besinlerle genç nesilleri beslemek zorundayız. Bu konularda İstanbul, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediyelerinin endüstriyel olmayan doğal tohum ve fideleri çiftçilere dağıttıklarını biliyorum. Çiftçi de bu uygulamadan çok memnun. Tohum da fideler de o kadar sağlıklı ki firemiz yok denecek kadar az diyorlar. Bu konu benim için Atatürk’ün tarım alanında yaptığı çalışma ve devrimlerin inkılabıdır. (Bu arada devrim kavramını, kalıplaşmış deyimler dışında kullanmayı pek tercih etmiyorum. Siyasi tarih ve siyaset bilimi açısından tartışılan bir konu olmakla birlikte, ihtilal, devrim ve inkılâp kavramları çok az da olsa anlam farklılıkları içerir. Ülkemizde devrimleri Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk yapmıştır. Yapılacak her devrim Cumhuriyetimize yapılacak karşı devrimlerdir. Ata bunu bildiği için ilkeleri arasına sürekli yenilenme ve gelişme anlamında “İnkılâpçılık” ilkesini koymuştur. Bu benim sadakatle bağlı olup savunduğum bir ilkesidir.)

Üç bölüm halinde yayımladığım düşünce ve tekliflerim sadece Cumhuriyet Halk Partisi’ne yapılan öneriler değildir. Aynı zamanda Atatürk Milliyetçisi, Cumhuriyetçi, Halkçı, Sosyal Devletçi, Lâik, İnkılâpçı, Tam bağımsız, Demokratik, Hukuk devletine inanan tüm vatanseverlere ve destekledikleri partileredir. Biz uzmanı olmadığımız bir konuyu üç sayfaya ancak bu kadar sığdırabildik. Konusunda uzman olan profesyonel bilim insanları bir araya getirilebilse ortaya kim bilir neler çıkar. Yeter ki bu ve benzeri çalışmaları yapabilecek, yaptırabilecek genç ve ileri görüşlü liderler ekipleriyle ortaya çıkabilse.

DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, HUKUK, ADALET İLE USULE UYGUN, UYGARCA DEĞİŞİM!

GELECEĞİMİZ İÇİN SADAKAT İLE, VEFA İLE BİRLEŞEREK, BÜYÜYEREK…

VE… HER KONUDA DENGE, DENGE, DENGE.

Cenk ALPAN

10 Haziran 2023

Bodrum