MUHALEFETİN YEREL SEÇİM STRATEJİSİ ÜZERİNE – 1
Millet ittifakı seçimleri kazanmaya bu kadar yaklaşmışken bir yandan yapılan taktik ve stratejik hatalar öte yandan inanılmaz coşkusuyla yanıltan meydanlar! Kaybedeceğini hisseden karşı tarafın yalan ve sahte çabaları. Görüntülerin, büyük tabelaların ve el ilanlarının sahte olduğu çok kanaldan itiraf edildiği halde idrakini kaybetmiş bir kısım halk ile celladına âşık olanlar bu yalanlara hiç sorgulamadan inandılar hem de taparcasına.
İÇ VE DIŞ POLITIKA
Cenk Alpan
6/12/2023
MUHALEFETİN YEREL SEÇİM STRATEJİSİ ÜZERİNE – 1
Uzunca bir yazı. Bu nedenle üç parça halinde paylaşacağım.
Millet ittifakı seçimleri kazanmaya bu kadar yaklaşmışken bir yandan yapılan taktik ve stratejik hatalar öte yandan inanılmaz coşkusuyla yanıltan meydanlar! Kaybedeceğini hisseden karşı tarafın yalan ve sahte çabaları. Görüntülerin, büyük tabelaların ve el ilanlarının sahte olduğu çok kanaldan itiraf edildiği halde idrakini kaybetmiş bir kısım halk ile celladına âşık olanlar bu yalanlara hiç sorgulamadan inandılar hem de taparcasına.
Eğer toplumun yarısı değişim istiyorsa yerel seçimler öncesi nasıl bir planlama yapılmalı, nasıl bir strateji uygulanmalı? Ülkemizde çok değerli siyaset bilimciler var. En az onlar kadar hatta belki onlardan da daha önemli bilim dallarında akademik eğitimler almış insanlar da var. Bunlar toplumun yapısını ve kültürünü çok çok iyi analiz edebilen sosyologlar, antropologlar ve sosyal psikologlardır. Siyaset bilimi alanında ise iletişim uzmanları, siyasal iletişimciler ve siyasal pazarlamacılar da vardır. Her şeyi genel başkan yardımcılarından, grup başkan vekillerinden ve milletvekillerinden beklemek ucuz bir memur kafasıdır. Bu saydığım alanlardaki uzmanların en iyilerini istihdam etmek zorundasınız. Hatta bu uzmanları multidisipliner bir organizasyon içinde çalıştırmak gerektiğine de inanmak gerekir.
Muhalefete ulaşan bazı dosyalar da sahte çıkıyor. Muhalefetin elinde resmi bir istihbarat birimi olmadığına göre kamuoyuna açıklandıktan sonra doğru çıkmayan açıklamalar koca koca parti genel başkanlarını utandırmıyor mu? Öyleyse neden yasal bir dedektiflik şirketi ile anlaşılıp bu bilgiler birkaç kanaldan teyit edilmez? Bu teklifler hakkında bir bilgi bankası oluşturulsa kim bilir daha ne kadar profesyonelce bilgiler ve öneriler akar. Güya her seçim öncesi seçim çalışmalarını yürütecek şirketlerle anlaşılıyor. Bu şirketler size on beş seçim kaybettiriyorsa adama sorarlar: Bu şirketleri semt pazarından mı buluyorsunuz?
Muhalefet genel seçimlerde ağırlıklı olarak ekonomiyi işledi ama çok önemli olduğu halde halkta karşılık bulmadı. Güvenlik, beka gibi konular daha açıkçası terör örgütü ile ilişki içinde olunduğu yalanı çok tuttu ve en kötü dönemini yaşayan iktidar partisine yine seçim kazandırdı.
ÖYLEYSE NE YAPMALI?
AKP’nin hazırlattığı sahte görüntülerin yerine CHP’nin hazırlatacağı gerçek görüntüleri ardı ardına ekleseniz dizi film olur. Bölücü örgüt ile görüşme ve yakın ilişkileri, kırmızı halı sererek ağırladıkları, Irak’tan alıp Suriye’ye transfer ettikleri, bunlara ısmarladıkları lahmacunlar, Oslo görüşmeleri. Biraz daha önemlisi bunları yapmadıkları üzerine ettikleri namus ve şerefleri üzerine yeminler, kanıtlayamayanlara ettikleri hakaretler ama bir süre sonra yaptıklarına dair itiraflar.
Gelelim en önemli konuya: Fetullah Gülen ve cemaatleşmiş terör örgütüne. Beraber yola çıktıkları yolda beraber ıslandılar. Ne istedilerse verdiler. Cahil bir imama düzmedikleri övgü kalmadı. Ayağına gitmeyen hiç kimse kamuda görev alamayacağı gibi ihale de alamazdı, icazeti şarttı. Ancak ayrılık zamanı geldiğinde güç ve mal paylaşımında sorun çıktı. Biz vatandaşlar için bir şoktu. O ne? Meğer ordu, adliye, emniyet, vb. gibi neredeyse bütün bakanlıklar ve kamu kuruluşları o vasıfsız, cahil imamın eline geçmiş. Elbette ki bu gerçeklik sadece biz vatandaşlar için sürprizdi. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar ile müsteşarlar bundan haberdardı çünkü atamaları onlar yapıyordu. Yurt dışında din görevlisi veya öğretmen olarak görevlendirilenlerin maaşları Bank Asya ile transfer ediliyordu. Bu insanlar FETÖ’cü oldukları iddiasıyla yargılanıp hüküm giydiler. Terörist olarak hapis yatıyorlar. Kamuda ve üniversitelerde görev yapan Atatürkçüler, Sosyal Demokratlar ile Sosyalistler FETÖ’cülerin ihraç edildiği Kanun Hükmünde Kararnamelerin arasına sıkıştırılarak kamu görevlerinden ihraç edildiler. Peki Devletin başı ne yaptı? Kandırıldıklarını söyleyip Allah’tan af, Milletten özür dileyip işin içinden sıyrıldı ve kaldığı yerden devam etti. Ardından rejim değişikliği ile birlikte “kuvvetler ayrılığı” prensibi yerine “kuvvetler birliği” uygulamasına geçildi. Bu konular acaba neden genel seçim döneminde yoğun bir şekilde işlenmedi? Yerel seçim öncesi son ayı beklemeden hemen başlatılacak seçim kampanyasında muhalefet yoğun bir şekilde bu konuları işleyecek mi?
Kırsala ulaşmak şart. Yönetimlerde olan belediyeler yönetimleri sırasında yaptıkları ile gelecek dönemde yapmayı planladıkları faaliyetleri bastıracakları aylık dergiler ve 4-8 sayfalık haftalık ücretsiz gazetelerle halkı bilgilendirebilirler. Bu yayınlar şehirlerde ve büyük şehirlerde hatta büyük ilçelerde kolaylıkla toplu taşıma araçları aracılığıyla vatandaşa ulaştırılabilir. İktidarın elinde olmayan belediyelerde ise bu yayınlar gençlik kolları, kadın kolları, il ve ilçe başkanlıkları aracılığı ile dağıtılabilir. Seçim kazanmanın olmazsa olmazı küçük şehirler ile ilçelere ve en önemlisi köy ve mezralara ulaşabilmektir. Bunu başarmanın yolunu bulamayan asla seçim kazanamaz.